Gırtlağın iki yanında bulunan ses telleri titreşerek sesin oluşmasını sağlarlar. Gırtlak kasları ses tellerinin uzunluğunu ve gerginliğini kontrol ederek titreşimi ayarlarlar. Ses telleri ayrıca yutkunma sırasında yiyecek ve içeceklerin akciğerlere kaçmasını önlemede de yardımcı olurlar.
Ses telleri konuşmada ve şarkı söylemede en önemli öğelerdir. Eğer yanlış ya da kötü kullanılırlarsa çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu tür sorunlar arasında polipler, nodüller ve ülserler bulunmaktadır.
SES TELİ POLİPLERİ
Polipler, ses tellerinin üstünü örten ince zarda ortaya çıkan şişliklerdir. Bunlar büyüdükçe yuvarlak bir şekil alırlar; tüm ses teli boyunca yayılabilir ya da bir bölümünde sınırlı kalabilirler.Mercimek büyüklüğünden fındık büyüklüğüne kadar değişebilir.
Uzun süre ya da tekrar tekrar çığlık attığınızda, bağırdığınızda veya doğal olmayan çok düşük bir tonda konuştuğunuzda ses tellerinizde bir nödül gelişebilir. Kronik bir alerji sonucunda veya sigara dumanı ya da endüstriyel dumanlar gibi tahriş edici dumanları soluduğunuzda da polip gelişebilir.
Polipler sesinizin fısıltı halinde çıkmasına ya da kısılmasına neden olabilirler. Polip çıkarıldıktan sonra altta yatan nedeni düzeltmek için ses terapisi yapılmalıdır. Ameliyat Mikroscop alrında özel aletlerle yapılamktadır.
ŞARKICI NODÜLÜ
Ses tellerindeki iyi huylu, kanser özelliği göstermeyen lezyonlar sesin yanlış veya kötü kullanılmasına ve ses tellerinde travma veya hasara bağlı gelişir. Daha uzun süreli ses kısıklıklarının nedeni genellikle sesin uzun süreyle aşırı ve zorlanarak kullanılmasıdır. Bu tür ses kullanma alışkanlığı, ses telleri üzerinde nodül adı verilen ve ses kısıklığına neden olan küçük şişliklerin ortaya çıkmasına neden olur. Nodüller genellikle sesini profesyonel nedenlerle uzun süre, ancak hatalı teknikle kullanan kişilerde (şarkıcılar, öğretmenler, politikacılar gibi) görülür. Ses tellerinin birbirlerine sürekli normalden fazla kuvvetle çarpmasına bağlı olarak gelişen nodüller, ses eğitimi ile ses kullanma alışkanlığı düzeltilmediği sürece kendiliğinden kaybolmazlar.
Bu nodüller ses istirahati ve konuşma terapisi ile tedavi edilirler. vokal kord polipleri veya kistleri de sesin yanlış veya kötü kullanılmasına bağlı gelişen diğer lezyonlardır ve cerrahi dışı tedaviler sonuç vermediğinde cerrahi tedavi ile çıkarılırlar.Mikroskop altında özel aletlerle lezyon ses tellerine zarar vermedem çıkarılırlar.
Profesyonel şarkıcılar, öğretmenler, seyyar satıcılar ve din adamları gibi sesini çok fazla kullananların ses tellerinde nodül oluşma riski vardır. Polipler gibi nodüllerde sesin aşırı kullanımı sonucu gelişir.
Bu tür nodüller sesin kısılmasına ya da fısıltı halinde çıkmasına neden olabilirler. Nodülün polipten farkı, ses tellerini örten ince zardan değil, bu zarın üstünü kaplayan hücre tabakasından(epitel) köken almasıdır. Deri yüzeyini de benzer hücreler örtüğü için yapısal olarak nasıra benzerler.
Birkaç hafta hiç konuşmayarak ya da çok az konuşarak ses tellerinin dinlendirilmesi nodüllerin küçülmesini sağlayabilir. Bazen biyopsi yapılması ve poliplerin ameliyat-la çıkarılması gerekebilir. Nodül oluşmasına yol açan sesin kötü kullanımını ortadan kaldırmak için ses terapisi oldukça önemlidir. Ara sıra çocuklarda sürekli bağırma sonucu ortaya çıkan nodüller sadece ses terapisi ile tedavi edilebilirler.
TEMAS ÜLSERLERİ
Ses tellerinde temas ülseri denen yaralar da görülebilir. Bu durum genellikle sesin uygun olmayan biçimlerde kullanılması sonucu oluşur. Mide sıvısının ağıza gelmesi ya da ameliyat sırasında anestezi için boğaza tüp takılması diğer sık görülen ses teli hasarlanma nedenleridir.
Temas ülserleri ses tellerinin birbirlerine dokundukları yerde bulunan kıkırdak parçalarında oluşur. Belirtileri arasında konuşurken ya da yutkunurken hafif ağrı ve ses kısıklığı bulunmaktadır.
Doktorunuz gırtlağınızı nasıl kullandığınızı ve yemek alışkanlıklarınızı belirlemek için bazı sorular soracaktır.
Ayrıca kanser olmadığından emin olmak için ülserleşmiş yaradan laboratuvar testleri yapılmak üzere örnek de alacaktır.
Temas ülserlerinin ilk tedavisi yaranın iyileşmesine olanak sağlamak için en az 6 hafta sesin dinlendirilmesidir. Ülserlerin tekrarlamasını önlemek için bu süreyi uzatmak da gerekebilir. Eğer ülserin nedeni mideden ağıza gelen sıvılarsa ülserin tekrarlamasını önlemek için birkaç yöntem bulunmaktadır. Doktorunuz antasit bir ilaç, yatmadan en az 2-4 saat önce yemek yemeyi ve yatarken başı 10-15 cm yükseltmeyi önerebilir.
LÖKOPLAKİ
Latince deki beyaz (leuko) ve yama (plakia) sözcüklerinin biraraya gelmesinden oluşan lökoplaki ses tellerinin birinde ya da her ikisinde oluşabilir. Bu durum kanserle ilişkili olabilir. Lökoplaki ortaya çıktığında laboratuvar incelemesi için çıkarılabilir. Çoğu kez oluşma nedeni sigara dumanıdır.
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE GÖRÜLEN PAPİLLOMLAR
Birçok çocukta virüslerin neden olduğuna inanılan ve selim bir doku büyümesi olan siğiller ortaya çıkar.
Az sayıda çocukta, özellikle erkek çocuklarda, bunlar ses telleri üzerinde gelişir(çocukluk döneminde görülen papillomlar).
Bu oluşumlar habis değildir ve çoğu kez ergenlikte ortadan kaybolur. Bununla birlikte, bu siğiller ergenlikten önce sorun yaratabilirler; kümeler halinde büyüyerek, gırtlağa zarar vermeden çıkarılamayacak bir duruma gelirler. Nadir olarak çok hızlı büyüyerek çoğalırlar ve nefes almayı zorlaştırabilirler. Bu durum ortaya çıktığında, solunum yolu tamamen tıkanmadan hemen tedavi yapılmalıdır.
Ameliyatla çıkarmaktan daha etkili ve daha az zarar verici olduğu için lazer tedavisi tercih edilen bir yöntemdir. Çocukluk döneminde görülen papillomlar sık sık tekrar ettikleri için tedavinin tekrarlanması gerekebilir.
Sigara, ses kısıklığının bir diğer nedenidir. Sigara, gırtlak ve boğaz kanserlerinin gelişmesinde önemli bir risk faktörü olduğundan düzelmeyen ses kısıklığı olan ve sigara içen kişilerin bir Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları uzmanına muayene olmaları gerekir.
Ses kısıklığının daha nadir nedenleri arasında allerji, guatrve sinir sistemi hastalıkları sayılabilir. Birçok insanda doğalyaşlanma ile birlikte bir miktar ses kısıklığı ortaya çıkabilir.
Larenjit
Mide içeriğinin özefagusa (yemek borusu) ve boğaza kaçması bir çok belirti yaratabilir. Boğazdaki mide asidinin yarattığı rahatsızlıkların başlıcaları: ses kısıklığı (kronik veya aralıklı), yutma problemleri, yabancı cisim hissi veya boğaz ağrısıdır ki bu klinik duruma larengofarengeal reflü hastalığı adı verilir. Larengofarengeal reflü hastalığı tanısı hastaların yarısında, gastroözefagiasl reflü hastalığında görülen göğüste yanma hissi yapmadığı için daha zordur.
Ses kısıklığı nedeniyle müracaat ettiğinizde, Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları uzmanı, şikayetlerinizi ve sistem sorgulamanızı yaptıktan bir ayna veya endoskop yardımıyla ağız içinden gırtlağınızı ve ses tellerinizi görmeye çalışacaktır.